Elektrikli araçların çalışma prensibi doğrusal akımın alternatif akıma dönüştürülerek kinetik enerji elde edilmesine sağlıyor. Bu da içten yanmalı araçlarla kıyaslandığında daha az parçanın rol aldığı basit bir çalışma mekanizması olduğu görülebiliyor. Elektrikli bir araçta gaz pedalına basıldığında ise üç ana etken görev alıyor: Batarya, kontrol ünitesi ve elektrik motoru.
Enerjinin depolanmasından sorumlu olan bataryalar,lityum iyon pillerinden oluşuyor. Doğru akım şeklinde depolanan bu enerji, motora iletilirken kontrol ünitesi adı verilen parçadan geçiyor. Elektrikli arabaların beyni olarak da bilinen bu bileşen, doğru akımı alternatif akıma dönüştürerek motorun hareket enerjisi üretmesini sağlıyor. Kontrol ünitesi aynı zamanda gaz pedalının kullanımına bağlı olarak motorun ihtiyacı olan akım miktarının belirlenmesine de yardımcı oluyor.
Elektrikli Araçların Avantaj ve Dezavantajları Nelerdir?
Yakıt verimliliği ve düşük emisyon değerleri gibi avantajlara sahip olan elektrikli araçların avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır.
Elektrikli araçların avantajları şunlardır:
- Fosil yakıt tüketmediği ve egzoz sistemine sahip olmadığı için daha çevre dostu bir kullanım sunuyor.
- Elektriği daha yüksek bir yüzdeyle kinetik enerjiye çevirdiği için içten yanmalı motorlara göre daha verimli çalışıyor.
- Mekanik akşamların neden olduğu yağ ve bakım giderleri gibi ekstra maliyetleri ortadan kaldırıyor. Var olan bakım maliyetleri de katı yakıtlı araca göre daha makul seviyelerde.
- Daha sessiz çalışan bir motora sahip olduğu için kullanıcılara konforlu bir sürüş deneyimi sunuyor
- Her devir aralığında verimli çalışabilen motoru sayesinde ani ivmelenme sağlayabiliyor.
Elektrikli araçların eksileri şunlardır:
- Benzinli bir aracın deposunu doldurmak üç dakika kadar sürebilirken; elektrikli araçlarda toplam şarj süresi araç modeline bağlı olarak 2 ila 20 saat arasında değişebiliyor.
- İçten yanmalı araçlara kıyasla daha maliyetli fiyatlara satılıyor.
- Aracın kullanım ömrü boyunca birkaç kez değişmesi gerekebilen bataryalar ekstra maliyet oluşturabiliyor.
- Menzili 500 km’yi aşan modeller olsa da çoğu elektrikli araçta bu değer 150-250 km arasında. Bu durum, hareket özgürlüğünü kısıtlayarak şarj istasyonlarına bağlı yolculuklar yapılmasına neden oluyor.
- Şarj istasyon ağlarının yetersiz kaldığı coğrafyalarda uzun yolculuklar dezavantajlı bir duruma dönüşebiliyor.
Enerji kaynağı olarak elektriğin kullanım derecesine göre sınıflandırılmış üç ana elektrikli araç türü bulunuyor: Tam elektrik, hibrit ve plug-in hibrit.
- Tam Elektrik: Elektrikle çalışan tek bir motora sahip tam elektrik araçlar düşük emisyon değerleriyle oldukça çevre dostu. Kısa sürede yüksek hızlara ulaşarak keyifli bir sürüş deneyimi sunması diğer avantajları arasında yer alıyor. Ancak yüksek maliyet, düşük menzil, şarj sırasında geçen süre ve batarya ömrünün zamanla azalması gibi dezavantajları bulunuyor.
- Hibrit: Hibrit araçlar hem benzin hem de elektrik motoruyla çalışıyor. Bu tip araçlarda kalkış anında ve düşük hızlarda yalnızca elektrik motoru kullanılırken; yük veya hız arttıkça benzinli motor devreye giriyor. Böylece her iki motor sisteminin avantajlarını bir arada sunuyor. Hibrit araçların bataryası sürüş esnasında frene basıldığında ve benzinli motor devredeyken kendi kendini şarj edebildiği için teknik olarak sınırsız bir menzile sahip.
- Plug-in Hibrit: Normal hibritlerden farklı olarak, bataryaları harici bir priz yardımıyla şarj edilebiliyor. Bu özelliğiyle tam elektrikli ve hibrit arabalar arasında bir noktada konumlanıyor. Plug-in hibritler güçlü bataryaları sayesinde elektrik motorunu daha uzun süre kullanarak yakıt verimliliğini artırılmasına katkı sunuyor.